Tuesday, December 05, 2006

China Town

Sunday, July 17, 2005

Sabah kalkar kalmaz ilk is cocuklarin kapisina dayanip onlari ayaga dikmek icin ugrasmaya basladik. Bir aksam onceden zaten ultimatom verilmisti sabah bizimle China Towna geliyorsaniz saat 10 da cikilmis olunacak diye ama yine de herkesin toparlanip kapidan cikisi dogal olarak onbucugu buldu. Her zamanki gibi son dakkada unutulan cep telefonlari su siseleri ile arabaya yerlesildikten sonra kucagimda haritalari actim.
Gecen defa China Towni LAX donusu downtownda kaybolmamiz sonucu bulmustuk ama bu defa akillilik edip kendime harita bile basmistim.
Los Angelesta yasiyacaksaniz(hos amerikanin heryeri icin ayni ya) sehrin tam bir haritasini almakta ciddi ciddi fayda var biz ilk zaman bizi en cok ilgilendiren Orange County sehir haritasini almistik her defasinda bu sinirlar disina dustugumuzde sacimizi basimizi yolduk.
LA haritasi deyip gecmeyin bu koca bir ansikolopedi gibi yuzlerce sayfalik devasa birsey, tabi ozellikle o harika highwaylerde giderken o koca kitabi acip nasil yolunuzu bulacaginizda ayri bir sanat o yuzden. Ama LA soforleri genelde ayni anda kahvelerini icip, healthy barlarini yerken bir yandanda telefonla konusup is randevularini ayarlamaya alisik olduklari icin sanirim sorun olmuyordur.
Bos ve sakin parali yoldan 405 e cikar cikmaz Cumartesi sabahi bu saatte bu kadar insanin nereye gittigini merak eder olduk. Sonucta esim pek bir karsi oldugu halde “Diamond lane-car pool lane” e gecmeye razi oldu. Bu ozel lane lerde CA ya mahsus.
7-8 seritli yolun en solunda bir serit birden fazla yolcu ile giden arabalara ayrilmis. Eger kendi basiniza bu yola cikarsaniz 270-370 dolar cezasi var. Burdaki en buyuk espirilerden biride bu seritlerde ikinci yolcu gorunumlu sisme bebekler bile tasinmasi. Yolun en solunda olduklari ve bu serite her noktada girip cikamadiginiz icin eger gideceginiz yeri tam bilmiyorsaniz cikisi kacirmak hic isten bile degil. Ayrica bu seritte de aslinda yolun genelinden daha hizli herzaman gidemiyor ama yinede ikide bir onunuzde arkanizda sinyal vermeden firlayan serit degistiren araclarla debelenmeyip gidebildiginiz icin goreceli olarak daha rahat. Yolun yarisinda bunlari konusup ensemizde adeta bizi itekleyen araba yuzunden 80 le yol alirken birden bir baska araba sagimizdaki banketten hizla gecip onumuze girince artik diamond lanein falan da emniyeti olmadigina karar verdik. Ama bu aradada bir turlu serit degistiremedigimiz icin haritada belirledigimiz diger highwayin cikisinida kacirdik. Ben haldir haldir haritada uygun olabilecek baska bir cikis ararken cocuklarda arka koltukta airconditioni cok iyi calismayan arabadan yakinip duruyorlardi.
Sonunda kendimizi mehur Santa Monica bulvardan iceri attik. Hesaplarima gore bu bulvari takip ederek Hollywood free waye cikacak ordanda direk China Towna girecektik. Santa Monica Bulvarini ziyaret edecekseniz bugunlerde hic denemeyin derim cunki insaat yuzunden delik desik edilmis caddenin filmlerdeki ile alakasi falan yok.
Hesapca dumduz takip etmemiz gereken Santa Monica bulvarin catallarinda kaybolunca benim navigation islemim gene corbaya dondu.
Beverl Hills ve Melrose da bir muddet turaladiktan sonra sonunda esim bir hisim bir benzin isasyonuna girip yol sordu. Dogrusu ya ne derlerse desinler sehrin bu kesiminin oyle harika,asil bir tarafini gormedim. Sanirim bu kesimin eli yuzu duzgun mahalleleri daha ustlerde ve yuksek duvarlar arkasinda. Tariften sonra yolumuzu bulupdumduz devam etmeye basladik. Ben heyecanla atlayip tamam iste geldik China Towndayiz dedigimde artik navigation isini devralan oglum itiraz etti. Yolun iki yanindaki dukkanlarin tamaminin tabelalari bence cince oglumca korece yazilmisti.
Kisa bir sure daha devam edince onun hakli oldugu ortaya cikti.koca bir tabelada Korea Town yazisini gorduk..Berber dukkanindan baska hicbir dukkanin ne oldugunu anlamaya imkan yok bu mahallede cunki hicbir ingilizce yazi yok..Berberi de o mehur donerli isiklarindan dolayi ayirt edebildik.Sonunda tekrar bir baska high waye cikip downtown etrafinda bir tur daha atip baska bir acidan girdik. Bu defa goruntu ve seslerin tamami latino idi. Sehrin gobegindeki meksika pazarina dusmustuk bu seferde.Yolun iki yaninda yuruyen bu rengarenk kalabaligi izlerken bir yandanda arabanin icinde aramizda tartisiyorduk.
Azinliklarin bu sekilde kendi aralarinda obeklesmeleri dogrumu degilmi bu denli kendi dillerini kullanmalari hosmu diye. Oglum beni tam bir redneck olmakla suclarken ben Turkiyede kurtceyi yasaklayan anlayisi ve nedenlerini ve hertarafi doldurmus ingilizce tabelalari dusunuyordum.
Bir ara konu hemen her azinligin kumelendigi kendi yerlesimleri oldugunu sadece Hintliler ve Turkler icin bunun pek soz konusu olmadigini konusuyordukki gormesemde New York ve Chikagoda Turklerinde kendi mahalleleri oldugunu duydugumu aktardim. Hintliler ise epey kalabalik olduklari halde nedense hemen hic toplu bir yerde yasamazlar belki ben bilmiyorum ama sanirim bunun nedeni iclerindeki kast farkliliklarindan olabilir. Cunki nede olsa torelerini en cok koruyan azinliklardan sayilabilir hintliler.
Bu arada sonunda China Townin ejderhalarla sulenmis kapisindan gectik.
Saat 12 yi gecirdu ama sonunda burdaydik ya.
Arabayi ilk buldugumuz parka biraktiktan sonra kendimizi sicak arabadan disari attik.
Diger arabanin airconditioni son derece iyi calisiyordu ama son iki haftadir ikide bir kayis koparttigi icin dogrusu ya o riski goze alamamistik.
Kaldirima yoneldigimizde acik dukkan kapilarindan gelen tutsu kokulari ve egzotik muzik sesi ile baska bir ulkeye gelmis gibi olduk.
China Town LA de San Fransiscoda oldugu kadar ihtisamli degil. Ama burasida kendine gore hatiri sayilir bir nufusla kendine ozgu bir yer.
Kaldirimlara tasmis yari plastik yari kemik fil ve diger biblolari, ugurlu sayilan bambu bitkileri ve orkideler. Bol kirmizi ve altin yaldizli suslemeler, ne yazikki cogu poliester kimono ve cin elbiseleri,goz alabildigine turistik ivir zivir.
Bunlarin yaninda cengellere asili ordekler ve domuz butlari ile gercek cin deli`leri ve en cok beni kendimden geciren canli baliklarla dolu akvaryumlari ile balikcilari.Esimin bu dukkanlardan birine her atak edisimde “Buzlugu almadik alamassin” demesi yuzunden aklima takilan inanilmaz ucuz istakozlar ve canli kedi baliklari sanirim bu gece uykularima girecek. Dukkanlarin cogu ucuz kivir zivirla dolu olmasina ragmen bir hazine sandigi gibi deseledikce bulabileceginiz ilginc seyler yuzunden hemen hepsine girip cikiyoruz. Cinli baharatcilar bizim gene en ilgimizi ceken yerlerden. Bu dukkanlar tam bir otantik eczane, iceri girip eger sansli iseniz biraz ingilizce anlayan bir eczaci buluyorsunuz(bunlarin cogu cinde egitim gormus) derdinizi anlatiyorsunuz ve oda size buna gore bir takim otlar hazirliyor. Hafta sonu serefine kapilarinin onune birer masa koymuslar,beyaz gomlekli bir adam onunde eski dokuntu bir laptopla oturuyor.Lap topin ustunde “bedava tibbi muayene “ yaziyor. Yaninda gene ciddi gornuslu gencten bir cinli kadin elinde tansyon aleti ile o sadece cinlilere mahsus sabirla ellerini onunde kavusturmus bekliyor. Merakla dukkanlardan birinin icine daliyoruz kavanozlarda ne oldugunu anlamak mumkun degil ingilizce birtek etiket yok ve buda size burda aslinda bulunmamaniz gerektigini anlatiyor. Genede iyi kotu ne oldugunu anlayabildigim kavanozlara bakip turluyor bir yandanda illa birgun bu eczanelerden bir ilac alip romatizmasi icin kullanmayi kafasina koymus olan esimi “aman dur simdi degil” diye ikna etmeye calisiyorum. Uzak dogu bilimlerine saygim sonsuz ama ona tezgahin arkasindaki adamin yasli bir kadin icin hazirlamakta oldugu karisimi gosterdigimde oda sesini kesiyor.Adam tezganin uzerine siraladigi kokleri ve kurutulmus deniz atlarini teker teker alip havanda dovuyor. Kapidan cikarken soruyorum”Bu karisimi agzina atmaya cesaret edebilirmisin?” diye. Cevabi sadece “mmmm’’ oluyor.
Cocuklar zaten baslarini alip gitmisler cep telefonundan ariyoruz iki sokak otede bir dukkan bulup yemek yemege girdiklerini ogreniyoruz. Sicak gitgide artiyor bizim okyanus esintisinden burda eser yok. Acik dukkan kapilarindan buram buram gelen kizartmis et ve sebze kokulari benim icin harika ama esimin arasi cin emekleri ile hic hos degil. Bu yuzden cengellerdeki ordekler ve tavuk ayaklari ile onu daha fazla tedirgin etmeyip dukkanin kapisi onunde tezgah acmis kizdan iki icecek ve springroller aliyorum. Bizim sigara boreginin sebzelisi bunlar.
Balkon kapisina takmak icin bizim eski kasaplarin kapilarina taktiklari turden bir boncuklu perde aliyoruz.Ve bir binanin golgeli basamaklarina oturup cocuklari beklerken etrafi seyredip springrollerimizi yiyoruz. Kaldirimdaki kalabaligin cogu Asyali aralarinda bizim gibi saskin dolasan beyazlar ve yolunu kaybetmis goruntulu meksikalilarda var.
Ama bu guruh San Farnsiskodaki kadar otantik goruntulu degil. Belliki ikinci ucuncu jenerasyon cinli kadinlar dar renkli pantolonlari,bol makyajlari ile ellerinde torbalari dukkanlardan cikiyorlar. Tezgahtarlardan cogu genc ve cekk gozleri haricinde tam amerikali. Oysa San Fransicoda kalabaligin cogunu kendilerine mahsus ipek pantolonlari ile ortada dolasan yasli cinli kadinlar ve adamlar olusturuyordu. Ellerinde sepetleri ve bastonlari ile iki buklum yuruyup bu ulkede bir omur de gecirmis olsalar ingilizce hic konusmayan bir kalabalik. Los Angeles sanirim butun azinliklari LA li yapiyor. Gobekleri acik dolanan meksikali kizlar, kabartilmis saclari ile berberden simdi cikmis gibi gorunen cinli kadinlar ,siska bacaklarinda sortlari ve siyah coraplari ile cinli adamlar.
Onumuzden 4lu bir grup geciyor. Sarisin amerikali bir adam ve kadin ve belliki ogullari ve cinli gelinleri. Gelin kiz bluejeani icinde oyle amerikali ki bu insanlardan daha yabanci duruyor bu mahallede ve acikcasi burda olmaktanda cok mutlu gibi degil. Yeni ailesine buralari gosterirken ne kadar huzursuz oldugu halinden belli.
Kalabaligin arasindan cocuklari seciyoruz. Oglum aradigi boncuklari bulamamis kiz arkadasi ise sicaktan ve cok yurumekten sikayetci.
Arabaya yoneliyoruz.Gunesin altinda kizmis arabaya girmek cokda egleneli gelmiyor kimseye. Donus yolunu bulmak gene hadise oluyor,hangi freewayin daha az kalabalik olacagini tartisirken esim birine giriveriyor artik car pool seridinden gitmekte bir mahsur yok. Eve gidiyoruz ve nerden cikacagimizi biliyoruz. Bir bucuk saatlik yol boyu kendimi nasil eve varir varmaz havuza atacagimin hayalini kuruyorum. Esim istersen yarin buzlugu alip balikcilara geliriz dediginde cok kararli “Hayir “ diyorum. Balik severim ama bu yolu bir daha yapacak kadar degil. Biz OC liyiz. O bolgede eselenmek cok daha eglenceli ozellikle hava inlandde 115 derecelerde iken.

No comments: